MHGF Başkanı Hüseyin Öztürk: TL ve ruble ile ticarete hazırız

MHGF Başkanı Hüseyin Öztürk: TL ve ruble ile ticarete hazırız

Türk işadamları, ilk deneme olarak 11-14 Ocak 2017 tarihleri arasında İstanbul’da yapılacak 32. Uluslararası İstanbul Anne Bebek Çocuk Ürünleri Fuarı’nda (CBME) ruble ile alışveriş yapmaya hazır olduklarını bildirdi.

Sputnik’e konuşan Öztürk şu ifadeleri kullandı: “Dış ticarette Türk Lirası ve Rus Rublesi’nin kullanılmasına olmuzsuz bakmıyoruz. Zaten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da geçtiğimiz günlerde dolar-euro’ya bağımlılıktan kurtulma adına farklı bir alternatif, başka kanallar bulunması yönünde bir yaklaşımı da oldu. Ancak burada önemli olan kur dengesinin iyi ayarlanması konusu. Yoksa sıcak bir para akışı olması bakımından ekonomik olarak ihracatçılar için elbette avantajlı olacaktır. Ben 2018 yılında gerekli adımlar atılırsa ticarette Ruble-TL kullanımının gerçekleşeceğini öngörüyorum.” © AA/ ERHAN ELALDI Cumhurbaşkanı Başdanışmanı: Ruble ve TL kullanımı Türkiye ve Rusya arasında yeni bir sinerji yaratacak 'RUSYA PAZARI BİZİM İÇİN ÖNEMLİ' UBM Fuarlar Grup Genel Müdürü Erdal Baykara da, “Rusya pazarı bizim için önemli. Rusya pazarı aslında gelenekselleşmiş bir pazar, bizim ve bizim kalitemizi de biliyorlar yine de biz dersimizi çalışıp 32’incisi yapılacak CBME Fuarı’nı Türkiye’ye iyi hazırlandık. Ruble ile alışveriş denemesini de bu fuarda başlatalım. Ruble değerli para. Rusya da güçlü ülke” ifadeleri kullandı. https://tr.sputniknews.com

Devamı..
MHGF ile İstanbul Gelişim Üniversitesi arasında işbirliği

MHGF ile İstanbul Gelişim Üniversitesi arasında işbirliği

Moda ve Hazır Giyim Federasyonu’nun (MHGF) çalışmalarında en önemli odak noktalarından biri eğitim. Türkiye’nin dört bir yanında birçok eğitim kurumu ile çözüm ortaklığı kuran MHGF, son olarak İstanbul Gelişim Üniversitesi ile üniversite- sanayi işbirliği çerçevesinde bir protokol imzadı. Üniversitenin Avcılar Yerleşkesinde gerçekleştirilen imza töreninin açılış konuşmasını İstanbul Gelişim Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve aynı zamanda MHGF Yönetim Kurulu Üyesi Müzeyyen Sevtap Aytuğ’un işbirliğinin önemini vurgulayan açış konuşmasının ardından kürsüye gelen Rektör Prof. Dr. Burhan Aytaç, Gelişim Üniversitesi’nin adı gibi kısa zamanda hızla gelişim gösteren genç bir üniversite olduğunu belirterek 18 bin öğrenciye ulaştıklarını kaydetti. Yeni olmalarına karşın mezuniyet sonrası işe yerleşim oranının çok yüksek olduğunu belirten Prof. Dr. Aytaç, öğrencilere iş imkanı sağlamak, geleceklerini teminat altına almak amacıyla sektörel sivil toplum kuruluşları ile işbirliği protokolleri imzaladıklarını söyledi. Prof. Dr. Aytaç sözlerini şöyle sürdürdü:

İ. Gelişim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Burhan Aytaç’tan MHGF’ye teşekkür

“İstanbul’daki 52 üniversite arasından MHGF’nin üniversitemiz ile işbirliği protokolü imzalaması bizim için onur ve gurur verici, sevindirici bir olaydır. MHGF Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyelerine teşekkür ediyorum. Öğrenci arkadaşlarımız bu protokolün önemini staj ve mezuniyet sonrası daha iyi anlayacaktır. Protokolün üniversitemiz, MHGF ve öğrencilerimiz için hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum”

Federasyon ve yapısı hakkında bilgi vererek konuşmasına başlayan MHGF Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Öztürk Türkiye genelinde çok büyük projelere imza attıklarını ancak üniversiteler ile işbirliğinin ayrı taşıdığını söyledi. Üretmenin temeli bilim, bilimin de hedefinin üretmek olması gerektiğine dikkat çeken Öztürk, “Her ikisi de birbirini tamamlayan vazgeçilmez bir faktördür” dedi. MHGF Başkanı Öztürk sözlerini şöyle sürdürdü:

“Federasyon olarak öğrencilerin sektörle buluşmalarını sağlamaya çalıştık”

“Üniversitelerde alınan bilginin uygulama alanı bizim fabrikalarımız. Federasyon olarak öğrencilerin sektörle buluşmalarını sağlamaya çalıştık. Önemli bir avantajımız da üniversitenin, sektörün yoğun kümelendiği Beylikdüzü ve Esenyurt bölgesine yakın olması.”

Öztürk konuşmasının sonunda öğrencilerin sadece diploma odaklı çalışmamalarını, kendilerini birçok boyutta geliştirmelerinin çok önemli olduğunu belirterek, “Güven iyidir ancak aşırı güvenden kaçının” diye öğüt verdi.

Devamı..
MHGF Başkanı Hüseyin Öztürk: "Tekstil ve konfeksiyonda eğitimle üretim birleşmeli"

MHGF Başkanı Hüseyin Öztürk: "Tekstil ve konfeksiyonda eğitimle üretim birleşmeli"

Hüseyin Öztürk, DHA’ya yaptığı açıklamada tekstil ve konfeksiyon konusunda eğitim veren okullardan neredeyse 30’lu yaşlarda mezun gençlerin deneyimsiz olarak ellerindeki diplomayla başvurusunda bulunduğuna dikkat çekti. Öztürk, “Bu gençler 30’lu yaşlarda çıraklıkla işe başlıyorlar. Biz bunların sektöre daha erken yaşlarda kazandırılması açısından eşzamanlı bir tarafıyla üniversitede eğitim görmesi diğer yanda da sektörde pratiğini geliştirmesi açısından önemli olduğunu düşünerek eşzamanlı eğitimi öneriyoruz. Bunun çok daha fazla fayda sağlayacağına düşünüyoruz. Erken yaşlarda sektörde çıraklığını yapması bir tarafıyla da gerçekten teknoloji anlamında iletişimin bu yoğun olduğu çağda Türkiye’nin ihracatını üst düzeylerde çıkaracağını ümit etmekteyiz” dedi.
Hüseyin Öztürk, örnek olarak Almanya’daki mesleki eğitim örneğini vererek “Model var, örnek var. Altyapımız da buna müsait. Burada sadece teori ve pratiği eşzamanlı götürmenin, bir uygulama değişikliğiyle daha başarılı olacağı kanaatindeyim” diye konuştu.  
 
Çorap üretimiyle ilgili Yenibosna Kız Teknik Meslek Lisesinde protokolle açılmış bir çorap bölümü olduğunu ayrıca Kavram Meslek Yüksek Okulundan da 2 yıllık isteyen öğrenciye 1 yıllık hazırlık olmak üzere bir meslek yüksekokulu olduğunu belirten Öztürk, “Bir tarafta lise düzeyinde bir tarafta yüksek okul düzeyinde eğitimle ciddi bir ilerlememiz söz konusudur. Bu, çorap artık ArGe’de, inovasyonda alaylıdan mektepliye geçmiş bir durumda, demektir” dedi.
 
“Çorap üretiminde dünya ikincisiyiz” 
Türkiye’nin çorap ihracatının bavul ticareti ile birlikte 1 milyar 400-450 milyon dolar olduğunu; iç tüketimle birlikte sektör cirosunun 1 milyar 750 - 800 milyon doları bulduğunu söyleyen Öztürk, sektörün iplikçi, tedarikçinin de eklenmesiyle işlem hacminin 2 milyar 300 – 400 milyon dolar olduğunu açıkladı. Sektör çalışanlarının sayısını da direkt çalışan 75 – 80 bin; yan sanayi ve hizmetiyle birlikte 115 – 120 bin olarak açıkladı. 
 
Hüseyin Öztürk, Türkiye’nin çorap üretiminde Çin’den sonra dünya ikincisi olduğunu söyledi. Çin’in dünya çorap üretiminin yüzde 30-35’ini; Türkiye’nin de yüzde 8.5’ini yaptığını belirten Öztürk, ihracat rakamlarında ise markalarıyla İtalya’nın Türkiye’nin önüne geçebildiğine dikkat çekti. 
 
Türkiye’nin de marka ürünler yaratarak olmadığı pazarlara girmesi gerektiğini dile getiren Hüseyin Öztürk, “Amerika’da yüksek vergiler söz konusu ama bir Japonya’da böyle bir sorun yok. Japonya uzak olduğu için oraları çok zorlamıyoruz. Ben ülkemizin de başta ekonomi bakanlığı olmak üzere bu bölgelere bir tarafıyla bürokratik ilişkilerle buralara ihracaat yapanlara teşvikleri artırarak burada olmamız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü Japonya ‘Türkiye uzak’ diye mal satmamazlık yapmıyor. Türkiye’ye ciddi mal satıyor. O zaman biz de oraya ciddi ürün satabiliriz” dedi.  
 
Tekstil ve konfeksiyonun stratejik sektör
Tekstil ve konfeksiyonun ihraç ürünleri arasında kilogram bazında en yüksek getirisi olan ürün olduğuna işaret eden Öztürk, “bizim ürünlerimizin kilogramı 16 - 18 dolar arasında seyrediyor. Ülkenin toplam ihracatında kg/fiyat ortalaması 1.39 dolar. Dolayısıyla en yüksek katma değere sahip ürün hazır giyimdir. Dolayısıyla ülkenin hem hazır giyim alt yapısına, sektöre yatırım yapılarak bu sektörü dünyaya açmamız lazım” diye konuştu.  
 
Türkiye ihracatında deri, deri konfeksiyon, tekstil ve hazır giyim toplamı 30 milyar doları bulduğunu bu rakamlarla Türkiye’nin ihracatının yüzde 20’sini sektörün oluşturduğunu vurgulayan Öztürk, şöyle dedi: 
“Türkiye’nin 81 ilinde hazır giyimin her segmentini üretecek bir coğrafyaya sahiptir. Çünkü Pazar hakimiyetimiz vardır. Avrupa pazarına yakınız. Avantajımız fazla. Eğitimde Türkiye altyapı olarak donanımlı ve yeterlidir. Firmalara baktığımızda son yıllarda bir nebze de olsa dikey büyüme sağlamıştır. Bunları üst üste koyduğumuzda hazır giyim Türkiye’nin stratejik sektörüdür. Bunu hızlı geliştirecek son dönemlerde tekstille de bunun beslenmesi desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.” 
 
Öztürk, her şehrin mutlaka bir stratejik sektörü olması gerektiğini belirterek, “Biz her sektörün standart ürünlerde mutlak bir şehri olmalı diye bir sloganla yola çıktık. Ümit ediyorum ki yetkili kanaat önderleri bizim konuşmalarımızı, önerilerimizi dikkate alarak sektöre yeterince teşvik verir ve bölgelerdeki özellikle organize sanayi bölgelerindeki sektörün gelişimine öncelik ve öncülük yaparlar” diye konuştu. 
 
http://www.hurriyet.com.tr/tekstil-ve-konfeksiyonda-egitimle-uretim-birles-40282936
Devamı..